Ben ufuk çizgisinde
yatay durabiliyorum. Siz yapabiliyor musunuz?
Denize girdiğimde
şapada şupada kulaçlar atıp "vay be ne şahane yüzdüm" deyip belli bir
derinliğe geldikten sonra kollarımı yana açıp yüzümü ve gövdem göğe bakacak şekilde
uzanırım suya. Denizle gök arasında en şahane arafı yaşarım.
Önceleri kulağıma su
kaçacak diye debelenir beceremezdim yatay durmayı. Uzun çalışmalar sonucunda
başardım. İşte o anlarda insan gerçekten "EUREKA" diye bağırmak
istiyor. Arşimet ağabeyimizi de böylece anmış olalım.
Deniz sizi öyle
güzel kucaklar ve kaldırır ki, sanki havada asılı kalmış uçuyormuş gibi
hissedersiniz. O an denizin yüzünde ufuk çizgisinde, suya teslim olmuş ve bundan
acayip keyif alır halde bulursunuz kendinizi.
Soyutlanmışsınızdır. Su
kulaklarınızı dış seslere kapatır. Orada sadece gökyüzü, deniz ve siz
varsınızdır. Sanki zaman durmuş da siz o zamanın içinde asılı kalmış
gibisinizdir. Bence o an ruhu dinlendiren eşsiz anlardan biridir. Her şeyin
dışında, kendi içinizde kalmışsınızdır. Deniz şefkatli bir anne gibi sizi
koynuna yatırır.
Huzur kolay bulunan
bir şey değildir. O yüzden size huzuru hissettiren her şeyi bolca yapın
hayatınızda. Ertelemeyin, yaşayın gitsin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder